Çocuğu okula
başlayan her anne baba çocuğu için en uygun okulu ve öğretmeni seçebilmeyi
ister. Çocuğun kendini okulda güvende hissetmesi, öğretmenini sevmesi ve onunla
iletişim kurması kuşkusuz her aile için önemli beklentilerdir. Çocuğun okulla
ilişkisi ise öğretmenle kurduğu bağ ile şekillenir. Bu süreçte anne babalar
kurum yetkililerinden çok öğretmenle iletişim kurarlar ki bu iletişimin yeri,
zamanı ve içeriği son derece önemlidir.
Çocuğun
önünde, okula geliş ve dönüş zamanları başta olmak üzere birçok sohbet açılır.
Bu sohbetlerden bazıları çocuğun ihtiyaçları bazıları da anne babaların
beklentileri üzerinedir. Tam bu noktada anne babaların çocuğun öğretmenle
iletişimini destekleyici adımları çocuğun güvende hissetmesini sağlar.
Çocuğun ifade
etmesi gereken durumları çocuğa bırakıp destekleyici rol alın; örneğin
çocuğunuz okulda baş edemediği bir sorunu sizinle paylaştığında onu dinleyin,
aynı biçimde öğretmeniyle de bu konuyu paylaşabileceğini ve öğretmeninin bu
durumu yönetebileceğini söyleyin. Konu her neyse eğer çocuğunuz istiyorsa siz
sadece öğretmenine “Tolga sizinle özel
bir konuyu paylaşmak istiyor.” diyerek destekleyici olun. Çocuğun olmadığı
ortamda konuyla ilgili sizin de endişeleriniz varsa bunları mutlaka öğretmen ve
kurum yetkilisiyle paylaşın. Ayrıca çocuğunuzun öğretmeni ile iletişime geçip,
konuyu paylaşıp paylaşmadığını takip etmeyi unutmayın.
Çocuğun önünde
öğretmene çocuğun isteklerini söylerken çocuğun gözünde öğretmenin otoritesini
koruyun, örneğin çocuk okuldaki herhangi bir derse katılmak istemiyorsa, “bu
konudaki kararları öğretmen verir, öğretmeninle anlaşabilirsin” diyerek okul
içindeki otoritenin öğretmen olduğunu çocuğa hatırlatın. Çocuğun okul içinde
güven duyacağı, seveceği, isteklerini ve ihtiyaçlarını paylaşabileceği bir
lidere ihtiyacı vardır eğer o kişi öğretmen olmazsa çocuk sorun yaşadığında
kimden yardım isteyip destek alacağını bilemez ve anne babayı arar. Bu nedenle
öğretmenlere “Ozan bugün resim dersine girmeyecek, tamam mı?” gibi yönergeleri
çocuğun önünde iletmek doğru değildir.
Okul içinde ya
da dışında çocuğunuzda gördüğünüz ve hoşlanmadığınız davranışlar hakkında
çocuğun önünde öğretmenlerle konuşmak, çocuğa öğretmenin gözünde kendini
değersiz ve başarısız hissettirebilir. Bu yüzden bu gibi davranışlar mutlaka
randevu alınarak yapılacak özel görüşmelerde paylaşılmalıdır. Öğretmenin sizin
kurallarınızı sizin de öğretmenin kurallarını sürdürüyor ve destekliyor olmanız
ise çocuğun öğrenme sürecini oldukça hızlandıracaktır. İstenmeyen davranışları
ortadan kaldırmak ya da olumlu davranışı kazandırmak aşamasında öğretmenle
iletişim halinde olup aynı dili paylaşıyor olmak (tutarlılık) çocuğun dengede
kalmasını sağlayacaktır.
Dikkatli
olmakta fayda görülen bir diğer konu da okul dışında öğretmen hakkında yapılan
konuşmalardır. Çocuğunuz yakındaysa öğretmen hakkında olumsuz ya da çocuğu
kaygılandırabilecek konuları kesinlikle paylaşmamak önemlidir. Bazen
öğretmenlerin olumlu yönleri de (…öğretmeni çok genç, çok şirin, çok sakin vs.)
çocuk için zayıflık gibi algılanabileceğinden bu gibi konuşmalar da öğretmeni
güçlü, sevecen ve güvenilir tasvir etmeniz çocuğunuza güven verecektir; çünkü
çocuk hayata size duyduğu güvenle tutunur ve sizin güven duyduklarınıza da daha
kolay güvenerek daha istekli iletişim kurar.
Çocuğun
öğretmen ile olan ilişkisi sizin öğretmenle olan ilişkinize sıkı sıkıya
bağlıdır. Sizin her türlü endişeniz çocuk tarafından hissedilir ve çocuğun
okulda geçireceği zamanı etkiler. Önemsiz gibi görünen küçük meseleler bile
olsa kaygılarınızı kurumunuzla paylaşın ki çocuğunuz kendini güvende
hissedebilsin ve keyifle öğrensin
Dünya Danışmanlık ve Eğitim Merkezleri
Anaokulları
Koordinatörü
Psikolog Gülşah Sütlüoğlu